Anlatışlar, Konuşmalar ve Konuşulamayanlar
Merhaba yol arkadaşım. Gece Yarısı Fark Edişleri'nde tekrar buluşmamızın namına bu şarkıyı aç ve bir kadeh kırmızı şarap koy hadi kendine. Bir süredir konuşmaya dahi mecalim yoktu kendimle, seninle, biriyle. Hevesim yoktu, tadım hiç yoktu. Tuzluydum. O kadar tuzluydum ki, Atlas Okyanusu halt ederdi yanımda. Şimdi var mı bir tadım, bilmiyorum. Fakat, sana anlatacaklarım var. Yine bir soru düştü aklıma. İnsanlar derler ya, "ne idim, ne oldum?" diye. Ben bugün "ne idim?" kısmında takılı kaldım sorunun. İşin aslı, bu soru hiç çalışmadığım bir yerden düştü aklıma. Çok konuşkandım, kendimle ilgili en net bildiğim kısım buydu galiba. İlgimi çeken bir konu olduğunda, saatlerce konuşurdum. Ben, anlatıştım. Hikaye anlatırmışçasına sürekli anlatırdım. Sonra bir gün, anlatacaklarım değil de anlatma isteğim bitti. Çünkü konuştukça sadece anlaşılmak istediğimi fark ettim. Baktım ki, insanlara ne kadar anlatırsan anlat, istedikleri gibi anlamaya devam ediyorlar. Sen ise sade...