Gece Yarısı Sohbeti
Merhaba sevgili okuyucu, tekrar hoş geldin gece yarısı fark edişleri'mize. Biraz ara verdik aslında ama arayı da çok uzatmamak gerek diye düşündüm. Bugün biraz ben konuşacağım sizinle. Sadece sorduğum soruları kendi içinde de olsa cevaplamaya çalış, olur mu? Öncelikle, nasılsın? Ben, dur ve derin bir nefes al halimdeydim. Tekrar harekete geçmemin ve aldığım nefesleri geri vermemin gerektiğini fark ettiğim bir döneme başlıyorum tekrardan. Pes etmek değildi yaptığım şey aksine kendime yeni bir yol açmam gerektiğini bana gösteren bir dönemdi. Sen neler yaptın bu kısa süreli ayrılığımızda? Umarım, durup derin bir nefes almışsındır ve artık senin için de harekete geçmenin vakti gelmiştir.
Yokuş misali geçirilen çıkışlı ve inişli bir dönemden geçtim aslında. İyi ve kötünün yin-yang etkisinde olduğu bir döngüye sıkışmış gibiydim. Senin hiç böyle döngülere girdiğin oldu mu? Bu denge gibi gözüken girdabın aslında en büyük dengesizliği ortaya çıkarttığını fark ettin mi hiç? Bu yüzden artık aldığım tüm nefeslerimi veriyorum ben. Belki de beni tutan girdap zincirlerini kırıp kendimden bile beklemediğim bir halime dönüşüyorum. İnancın en etkili olduğunu hissettiğim yollarımdan yeni bir tanesinin yolculuğuna çıkıyorum. İnancımı anlamak için ise bilmeden ve istemsizce yaptığım ilk şey soru sormak oldu aslında. Bunca dönem içinde soruların sorunlara sebep olduğuna şahit olmuşken artık sorunları sorularla çözebileceğimi görüyorum. Belki ilk sorum en saçma ama en derin soruydu bana göre: "Ne istiyorsun?". Basit ama derin cevaplara sahip bir soruyla başlayan değişimin, harekete geçmenin gücünü hissediyorum. Çünkü bu sorunun ardından başka soruların gelmesi kaçınılmaz oldu benim için: "Ne yapman gerekli?". Bu sorular zincirleme olarak birbirini bulmaya devam ediyor.
Gün geçtikçe soruyu sormaktan daha çok, güçlü soru hangisi kısmı biraz daha fazla önem kazanmaya başladı benim gözümde. Çünkü kendime sorduğum sorular bana bir yol çizdiği gibi yolumu da saptırabiliyorlar. Bazen odağımı değiştiriyorlar bazen ise benden bir parçayı. O yüzden sorduğum soruların gücü önemli ve bu durum da her zaman tekrar ettiğim bir soruyu oluşturdular: "Bu soru benim için doğru mu?". Kendime sorduğum bu soru sayesinde gerek adımlarımın gerek ise düşüncelerimin getirebileceği sonuçları görebiliyorum. Peki sen sevgili okuyucu, kendine sorduğun sorulara sahip misin? Sahip değilsen bile, inan endişe edilmesi gereken bir durum yok. Anda da yaşamak gerek. Sadece anda yaşayayım derken savrulmamaya özen göster. Çünkü ilk yaşanan kayboluştan sonra insan bocalayabiliyor bazen, özellikle de kendine yol bulmaya çalışırken.
Böyle anlatması iyi hoş ama hiç mi savrulmadım? Buna hayır demek en büyük yalanlardan biri olur. Yanlış kararlar havuzunda ben de bulundum ve belki de bulunmaya devam ediyorum. Fakat zamanın da bir yola sokacağının, bana gidilmesi gereken yolu göstereceğinin farkındayım. Endişeli değilim hatta artık eseri bile kalmadı. Sadece aldığım nefesin ve harekete geçireceği yolu biliyorum. Umarım sen de kendi yolunu belirlersin. Belki de benim kendime sorduğum sorularla başlar, sen de bir soru akışına kapılırsın ve belki de bir gün bir soruda karşılaşırız.
👍🏻👍🏻 Kalemine saglik
YanıtlaSilGececi kirpi sevdi 👌🏻
YanıtlaSil