Yeniden
"Yeniden". Ne kadar savaştan çıkmış bir kelime gibi geliyor kulağa. Yorgun çıktığın bir savaşın ardından sıfırdan başladığın ve belirsizliğin içinde kaldığın bir sürecin temsili misali. Bir dönemin kapandığının, bazen geri dönemeyeceğini bildiğin anlar topluluğu gibi ve bazense geri dönmek istemeyeceğin o an'ılar defterinin kapağını kapatma halini anlatıyor bize. Madem böyle hissettiriyor, neden bu kadar ağır ve hatta zor geliyor bazılarımıza? Bu durumun iki sebebi olduğunu düşünüyorum: tekrar aynı şeyleri yaşama isteği ve isteksizliği. Çünkü her iyi anların içinde kötü anların da yaşandığını hissettiriyor o ağırlık.
Yeniden yaşamak istiyoruz çünkü güzel anılar biriktirmişiz insanlarla ve yeniden yaşamamak istiyoruz, çünkü can kırıklıkları biriktirmişiz kucağımıza. Her bir kırık; toplamak isterken ellerimize batmış önce, sonrasında düşürmeyelim diye kalbimize yüklemişiz kırıkları ve bu sefer de kalbimizi paramparça etmiş. Düzeltmeye çalışmış aslında insanlar ve bazen fark etmeden daha çok can kırığına sebep olmuşlar. O yüzden genelde kaçmış insan. Kaçmasının sebebinin tamamen hayatını sıfırlamaya çalıştığından dolayı olduğunu düşünmüşler ve değiştin, demişler. Halbuki ne değişmiş ne de hayatını sıfırlamış. Sadece kırıklarını onarmak için kendi köşesine çekilmiş. Çünkü her iyi anların içinde kötü anların da olduğunu fark etmiş ve bazen yeniden başlamak için insan, kendi köşesine çekilmeliymiş. O anda dank etmiş insana can kırıklarının azabı işte, o yüzden "yeniden" demiş. Yeniden bir şeylere başlayabilirim.
Yeni şeylerin korkutuculuğunu görmüş. Önce yalnızlık hissi gelmiş yanına ve sonra huzursuzluk. Günlerce ve haftalarca neden sorusunu taşımış içinde. "Neden yeniden başlamak zorunda kaldım?". Pek de yeniden sayılmayabilirmiş ilk bakışta. Sonuçta hep kaçtığı yere kaçmış ama bu sefer ki çok farklıymış. Çünkü birilerinin yanına değil, kendi yanına kaçmış. Can kırığı olacaksa kendisinden dolayı olmasını istemiş artık. Bu huzursuzluk hissi bu yüzden gelmiş yanına. Çünkü kendisine şu soruyu sormuş: "Acaba iyi anlar kötü anları tolere edebilir miydi?". Cevabını ise haftalar sonra vermiş kendisine, tolere edebilseydi bu kadar can kırıklığı neden kalbine toplanırdı diyerek. Zaman geçmiş, çok sular akmış ve pes etmiş. Teslim olmuş o yeniden kavramına. Bu sefer birileriyle değil, sadece kendisiyle yeniden başlamış. Yoluna engeller de çıksa tek başına aşmaya karar vermiş. Çünkü fark etmiş ki birisinden duyacağı "nasılsın?" sorusundan daha çok kendisine sorması daha iyi olmasına vesile olacakmış. Artık kendiyle olduğu her anda sormuş nasıl olduğunu. Yeniden başlamanın ağırlığıyla yüzleşmiş bu sayede. Sadece tek farkı varmış eskisinden o da değişmiş olmasıymış. Artık kendi kendine oluşturacağı can kırıkları varmış, başkasının değil.
;)
YanıtlaSilYeniden ama bu sefer kendine daha önem vererek, kendi kıymetini bilerek yaşamak…Sevdm👍🏻
YanıtlaSil