Gece Yarısı Sohbeti-4
Silip silip tekrar satırlarca yazılan cümlelerin arasında nefes almaya çalışmanın getirdiği es verme halini hissediyorum. Yoldan, yolculuktan bahsetmek isterken bir yandan ideallerden konuşmak istediğim bir gece oldu benim için. Sonra fark ettim ki ne kelimeleri ne de şiirleri toplayabildim bir araya. Takılmadan anlatacağım şeyleri anlatmak için bir sebebim kalmamış aslında, bu durum bunun özeti olmuş biraz, biraz da bambaşka birine dönüşmeye başladığımın sinyalleriymiş.
İç muhasebemi yapmam gerektiğini hissettiğim bir ışık yandı aklımda, önceki yazılarda anlatmaya çalıştığım hikayelerimin yerine kendi halimden bahsetmem gerekiyormuş ayna tutarmışçasına. Duyguları kapattığım aksine mantık ve düşünce çerçevesinde devam ettiğim bir dönemdeyim. Herkesin ideallerinin olduğunu öğrendiğim ve bunlar için her şeyi yakıp yıktıklarını gördüğüm anlardan geçtim. Kaçamam dediğim duygulardan kaçmama gerek dahi kalmadan her zerresini hissederek kısa sürede içimde bitirebildiğimi gördüm. Duygusal olduğumu düşünürken daha çok mantığıma dayalı hareket ettiğimde hayatın bambaşka bir çerçevesini açtım kendime. Başarmak için feragat edilmesi gerektiğini anladım, kazanmak için ise bazen dibine kadar kaybetmem gerektiğini.
Kazanmaya başladıkça değişildiğini gördüm. Belki çok klasik olacak ama değişmeyen tek şey değişimin kendisidir cümlesini iliklerime kadar hissettim, yetmezmiş gibi deneyimledim. Birileri kabul etsin diye bir şeyleri göze almak yerine kendi kendimi kabul edebilmek için her şeyi göze aldım. Ateştim, kor oldum, kül oldum ve küllerimden doğuyorum. Kendimi, benliğimi en güzel bu cümleyle özetleyebildiğimi fark ettim. Birilerine bir şeyler anlatmaya çalışmadan önce kendi kendime anlatmayı öğrendim. Mesela, izlemeyi ve dinlemeyi öğrendim. Bu süreçte insanların yalanları doğruymuş gibi, hatta gerçekten olmuş ya da hissedilmiş gibi anlattıklarını gördüm. İşin doğrusu, ilk başta çok korktum. Korktum çünkü, bazı noktalarda kendini dahi kandırabildiklerini gördüm. Düşünsenize, kendini dahi yalanlarla kandırabilen biri, karşısındakini nasıl da gerçekten inandırabilir yalanlarına. Körü körüne inanmadan önce ise izlemem gerektiğini anladım. İzledikçe ise gerçekleri gördüm.
Bu yolda düşmedim mi, gerektiğinde çok güzel düştüm. Ağladım, kırdım, kırıldım fakat sonra güldüm, toparladım, toparlandım. Başkaları merkezli yerine kendi merkezime döndüğümde en iyisini yapmaya çalıştım. İnsan, kendisinin en iyi versiyonu olmalıymış ve asla oldum dememeliymiş, bunu öğrendim. İyi ki de öğrendim. Teşekkür ederim. Bu teşekkür, öğrenme sürecimde iyi veya kötü hayatıma dokunan her şeye ve herkese. Özellikle de kendime teşekkür ederim. Yaşanmış, hissedilmiş, düşüp kalkılmış her durumu göğüslediği için.
Umarım, şimdinizdeki ve sonranızdaki yolunuzda güzel insanlar ve güzel anlar ile denk gelirsiniz. Tekrardan umarım ki gece yarısında bir sohbette tekrar karşılaşırız. İyi geceler sevgili okur, burası gece yarısı fark edişleri.
Yorumlar
Yorum Gönder