Kayıtlar

Ekim, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kabulleniş

Büyük inkar dönemlerinin sonunda kabulleniş denilen bir sessiz limana varılıyor, başka bir yola çıkmak için. Belirsizlikleri bir sonuca vardırıp o sonucu inkar ediyor insan işine gelmediğinde. Sonrasındaysa farkına varıyor Hümeyra'nın şarkısındaki gibi "Artık demir almak günü gelmişse zamandan/ Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan". Belirsizlikten başka bir belirsizliğe yol alış var aslında. Arada bir es verilir, o es'tir kabullenişi. İyiyi-kötüyü, doğruyu-yanlışı yaşatıldığı kadar kabul etmiştir aslında kendi içinde. Kabulleniş anlarında beklenenden çok daha fazla yanar can. Çünkü ya yaşansaydı ya olsaydı sorularıyla baş başa kalınır bu dönemin içinde. Peki ya cidden yaşansaydı ne olurdu? Yine bir meçhulün kapısını aralıyor işte insan kendine. Kapattığımızı sandığımız ve aslında fark etmeden aralık bıraktığımız kapılar var. O kapılar büyük kayıplardır aslında, bilerek kaybettiğimiz. Hislerimizin dahil olduğu, özümüzde kaldığımız anlardır. Hissetmekten ve yaşam...

Gece Yarısı Sohbeti-2

Üç farklı yazıya başlayıp hepsini taslak olarak sildim sadece on beş dakika içinde. Büyük belirsizliklerin, varılamayan sonuçların ve tatmin etmeyen cümlelerin bulunduğu bir dönemin içinden geçerken "Neyi, nasıl anlatsam?" karmaşasını da ekledim bunların yanına. Biliyorum ki anlatmadıkça, çözülemeyen düğüme bir tane de ben düğüm atıyorum daima. Çözmeye çalıştıkça ise daha fazla düğüm oluyor son zamanlarda da. En son okuduğum kitapta "Zamanı zamana bırakmak lazım, tüm yolların belirginleşmesi için." diye çözüm sunuyordu aslında. Ama insan belirsizlikleri, sonuçsuzlukları ve tatminsizlikleri ne kadar zamana bırakabilir ki?  Zamana bırakmak, anda kalmak ve anı yaşamak. En başından beri binlerce kelimeyle bunu anlatmaya çalışmıştım ama fark ediyorum ki, anlatmak ve uygulamak arasında uçurum oluyormuş gerçekten. Bildiğini uygulayamamak çok büyük aptallıkmış gibi geliyordu karmaşanın en başında fakat sonradan anlıyor ki insan bilmeyi aklıyla gerçekleştirse de uygulama kıs...

Yeniden

     "Yeniden". Ne kadar savaştan çıkmış bir kelime gibi geliyor kulağa. Yorgun çıktığın bir savaşın ardından sıfırdan başladığın ve belirsizliğin içinde kaldığın bir sürecin temsili misali. Bir dönemin kapandığının, bazen geri dönemeyeceğini bildiğin anlar topluluğu gibi ve bazense geri dönmek istemeyeceğin o an'ılar defterinin kapağını kapatma halini anlatıyor bize. Madem böyle hissettiriyor, neden bu kadar ağır ve hatta zor geliyor bazılarımıza? Bu durumun iki sebebi olduğunu düşünüyorum: tekrar aynı şeyleri yaşama isteği ve isteksizliği. Çünkü her iyi anların içinde kötü anların da yaşandığını hissettiriyor o ağırlık.       Yeniden yaşamak istiyoruz çünkü güzel anılar biriktirmişiz insanlarla ve yeniden yaşamamak istiyoruz, çünkü can kırıklıkları biriktirmişiz kucağımıza. Her bir kırık; toplamak isterken ellerimize batmış önce, sonrasında düşürmeyelim diye kalbimize yüklemişiz kırıkları ve bu sefer de kalbimizi paramparça etmiş. Düzeltmeye çalışmış...