Can Kırılması
İnsanın sadece kalbi değil, canı da kırılırmış. Canlı kalan son yerinin hisleri olduğunu düşünerek sarf ediyorum bu cümleyi. Açık Seçik Aşk Bandosu'ndan Yüzündeki Ürkek Güzellik şarkısını dinlerken döküldü aklımdan bu kelimeler. Can kırıldığında dönüşü olmazmış bazı şeylerin. Hissettirdiği yorgunluk ve çaresizlik hepsinden betermiş temelinde. Nefesi tıkanırmış, çarpıntısı artarmış ve en önemlisi kontrol edemezmiş sürüklenişi. Belirsizliklerden başka belirsizliklere koşarken duvarlar arasında kalırmış. Ne yapsa bilemezmiş. Aldığı her kararın, attığı her adımın yanlış olduğunu düşünürmüş.
Peki, bazı şeylerin kalbi kırıp ardından canını da kırmasına gerek var mıymış? Derin bir okyanusa uçaktan düşmüş gibi hissettirmesine gerek var mıymış cidden? Cevabını maalesef ki bilmiyorum. Siz, son kalan canınızı nehirde sürüklenirken tuttuğunuz o dal parçasının kopmasıyla kırılıp sürüklenip sonra da yok olmasını biliyor musunuz? Ben biliyorum, en azından bir süredir. Sonraki süreç ise daha da sıkıntılı geliyor insana. Çünkü her şeyi tek taraflı göze almanın daha da büyük bir can kırılmasına sebep olduğunu anlıyor bir anda. Dayanaksız anlatımların, yanlış adımların ve sonucu bile bile yürünen cennetin yoluymuş gibi gözüken azap kapılarına varışı anlıyor bir anda. Günün birinde her şeyin çok güzel olacağı hissini dahi yitirecek hale gelebiliyor insanlar. Her şeyin tükendiği, karanlığa doğru sürüklenen akışlar olduğu fark edilebiliyor. Çözüm ise yine akışa bırakmak oluyor genelde.
Canı kırılan biri, akışa bırakabiliyor mu peki gerçekten? Bana sorarsanız, neredeyse imkansız. Canı kırılan insan, hislerinden kırılıyor sonuçta. Hissettikleri cezaymış gibi geliyor ona. İşte bu noktada dünyanın en ağır yükünü taşıyor hem kalbinde, hem aklında. Akış, zaman hepsi faydasız kalıyor. İki seçenek çıkıyor bu noktada önüne: Birincisi, ruhtan farksız halde olup devam etmek ve ikincisi ise hiçbir şey olmamış gibi o yolu açıklamasızca terk etmek. İkisi de birbirinden ağır hissettiriyor işte. Yarım kalan anlar ve hisler oluyor. Hayat, yarım kalmak mı? Bilmiyorum ve bilmek istemiyorum.
Şimdilik bu kadar sevgili okuyucu. Can kırıklarınızdan kurtaracak doğruları yakalamanız dileğiyle.
Yorumlar
Yorum Gönder