Kayıtlar

Mayıs, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gece Yarısı

Kelimelerle tarif edilemeyen durumlar, ruhsal ağırlıklar ve ağrılar. Merhaba sevgili yol arkadaşım. Hoş geldin. İçimde bir boşluk hissediyorum bugün. Yabancıyım. Olduğum her şehre, yere ve ana o kadar yabancıyım ki, yoldan geçen herkes daha tanıdık sanki hayatıma. Bir rüyanın içinde gibiyim. Daha çok bir kabus. Karabasanlar basıyor her gün doğuşunda, anlatamıyorum genelde neden olduğunu. Saçmalıklar görüyorum her anda. Gece yarısı çöküyor üstüme her seferinde. Yeni ay doğmadan önce, zifiri karanlık olan o gökyüzü gibiyim. İnancım var gün ışığına ama gücüm olmuyor sabahı beklemeyi. Garip işte. Bir süredir tüm cümleler garip ile bitiyor. Renkler, İstanbul'a uygulanan Hollywood efekti gibi geliyor gözüme. Artık gözlerimin içi parlamıyor eskisi gibi. Değişiyorum, tanıyamıyorum ve ait hissedemiyorum. Gençliğimden istifa ettiğimi hissediyorum sadece. Çabalıyorum ama genelde başarısız oluyorum akşam saatlerinde. İnancım var hala kendime ama işte bazen, bir anda anlatamayacağım o ana dönüy...

Akşamüstü Yolculuğu

Resim
Merhaba sevgili yol arkadaşım, bugün gece yarısında değil de akşamüstü bir yolculuğa çıkıyoruz seninle. Hava hazır yağmurluyken, hadi kap kahveni. Kucağımda anlatacağım bir kendimi kazanmayı seçme yolculuğum var.  Bir süre önce, kimine göre yakın kimine göre de çok uzun bir zaman önce, hayatımda ilk kez hissettiğim hisler ile tanıştığım bir sürecin içine girdim. Sadece kalbimle değil, ruhumla hissettim. O kadar yoğundu ki bu hisler, duvara toslamış gibiydim. Kendimin hiç bilmediğim bir yönü ile tanışmıştım aslında. Çok güzeldi, hatta rüya gibiydi demek tam yerinde bir deyim olabilirdi o anlar için. Sonra, hayat yine cilvesiyle karşılaştırdı beni, büyük bir savaşın içinde buldum kendimi. Biriyle değildi savaşım, çoğunlukla kendimleydi. Bile bile lades olmayı kabul etmiştim istemsizce. Süreç uzadı, hislerim daha da yoğunlaştı ve ben iyice kendimi tanıyamadığım o halimle tanışmaya başladım. Tanıdıkça, şaşırdım aslında. Garipti ve yoğundu. Her şeyi göze alacak cesareti vardı. Dünya...

İnsan Öyle Boş Bir Eve Ait Hisseder Mi?

Sevgili yol arkadaşım, sana temelli veda edeli kısa bir süre olmuştu aslında. Görüşürüz değil de hoşçakal ile bitirmiştim cümlelerimi, bir daha gelmem diye düşünerek, umut yüklemek istemeyerek. Ama, tekrardan merhaba, ben geldim. Bir şarkı çıktı karşıma "TUANA-cümlelerim". İlk cümlesini duyduğum an ekranı açtım. Sana geldim. "İnsan öyle boş bir eve ait hisseder mi?" demiş hanımefendi. O yüzden yazımızın başlığı bugün bu cümle oldu. Yine ne anlatacağımı bilmeyerek geldim. Kucağımda bu sefer kalabalıklar da yok. Koskocaman bir bilmiyorum bulutuyum. Ne hissetmem gerektiği, ne yapmam gerektiğini. O kadar garip ki, galiba hiçbir şey hissedemiyorum. Ne acı ne de mutluluk. Yine o kelime dilimde: "Garip". Kendimin yeni bir versiyonu ile tanıştığım bir süredeyim. Geçen gün, kaçarak gittiğim İstanbul'a dönerken yolda yansımamla karşılaştım. Yansımamdaysa "Neler düşünerek geldin ve neler oldu" cümlesi vardı. Bu bir soru değildi aslında. Biraz, ne umdun ...